E ile Hayvan - E Harfi İle Başlayan Hayvanlar Hangileri?

7 Dakika Okuma Süresi

E ile Hayvan - E Harfi İle Başlayan Hayvanlar Hangileri?

Bu İçerikte Neler Var?
E Harfi ile Başlayan Hayvanlar Hangileridir?

E harfi ile başlayan canlıların tam listesine ulaşın. 20'den fazla türü içeren kapsamlı rehberimizle, bu harfle başlayan tüm çeşitleri hemen keşfedin.

E Harfi ile Başlayan Hayvanlar Hangileridir?

Hayvanlar alemi, karadan denize, gökyüzünden yeraltına kadar uzanan inanılmaz bir çeşitliliğe sahiptir. E harfi ile başlayan canlılar da hem günlük hayatta sıkça karşılaştığımız dostlarımızı hem de dünyanın uzak köşelerinde yaşayan egzotik türleri kapsar.

E harfi ile başlayan hayvan isimleri şunlardır:

  • Eşek
  • Eşek Arısı
  • Engerek
  • Ebabil
  • Elektrikli Yılan Balığı
  • Elk (Kanada Geyiği)
  • Emu
  • Eşkina
  • Ekin Kargası
  • Ermin (Kakım)
  • Ekidne
  • Eland
  • Eyerli Fok
  • Ebe Kurbağası
  • Eyerli Leylek
  • Elmabaş Patka
  • Edremit Güvercini
  • Endülüs Atı
  • Eskimo Köpeği
  • Eğri Gagalı Çulluk
  • Efe Örümceği
  • Eritre Dikdiki
  • Eşek: Yüzyıllardır insanoğlunun en dayanıklı yardımcıları olmuş, inatçı bilinmelerine rağmen aslında son derece zeki ve duygusal canlılardır. Kırsal yaşamın yük taşıyıcıları olan bu hayvanları, evin antresinde duran ve her türlü ağırlığı, çantayı, montu gıcırkamadan taşıyan sağlam bir portmantoya veya her şeyi içine alan derin bir sandığa benzetebiliriz; hayatın yükünü sessizce ama güvenle sırtlanırlar.

    Eşek Arısı: Sarı-siyah zırhları ve korkutucu iğneleriyle doğanın en agresif mimarları arasında yer alırlar. Yuvalarını koruma konusundaki tavizsiz tavırlarını, mutfakta kapağı açık çalıştırılan ve etrafa tehlike saçan yüksek devirli bir blendera benzetmek yanlış olmaz; yaklaştığınızda çıkan o tehditkâr vızıltı, geri çekilmeniz için size verilmiş son ve en ciddi uyarıdır.

    Smoothie Blender

    Engerek: Üçgenimsi kafa yapıları ve zehirli dişleriyle bilinen, toprak tonlarında mükemmel bir kamuflaj ustasıdır. Genellikle kırsal bölgelerde taş altlarında veya otların arasında saklanan bu canlı, adeta salonun en köşesinde duran, dokunulmadığı sürece zararsız ama karanlıkta yanlışlıkla çarpıldığında can yakan sert bir sehpa kenarı gibidir; varlığını unutsanız bile o her zaman tetikte bekler. Ebabil: Neredeyse tüm ömürlerini havada süzülerek geçiren, uyumak ve beslenmek için bile yere inmeyen efsanevi gökyüzü gezginleridir. Onların bu sürekli hareket halindeki, yere değmeyen yaşam tarzı, yaz aylarında tavanda hiç durmaksızın dönen ve ortamı sürekli canlı tutan sessiz bir tavan pervanesini andırır; ayakları yere basmaktan ziyade gökyüzüne tutunmak için yaratılmıştır. Elektrikli Yılan Balığı: Amazon'un bulanık sularında yaşayan ve avını sersemletmek için vücudunda yüksek voltajda elektrik üretebilen bir doğa harikasıdır. Bu canlıyı, mutfaktaki tüm aletleri aynı anda çalıştırabilecek kapasiteye sahip canlı bir jeneratör veya banyodaki açıkta kalmış tehlikeli bir priz gibi düşünebilirsiniz; ona dokunmak, şehir şebekesinden elektrik çarpmasıyla eşdeğer bir şok etkisi yaratabilir.

    Elk (Kanada Geyiği): Kuzey yarım kürenin ormanlarında yaşayan bu devasa geyik türü, başının üzerinde taşıdığı geniş ve çatallı boynuzlarıyla tanınır. Bir ormanın içine girdiğinizde, ağaçların arasında süzülen bu heybetli boynuzları, geniş bir salonun yüksek tavanına asılmış, çok kollu ve gösterişli kristal bir avizeye benzetebilirsiniz; girdiği her ortamda bütün dikkatleri üzerine çeken, alanın en süslü ve ağır aksesuarıdır.

    Emu: Avustralya'nın uçamayan ama müthiş bir hızla koşan bu kuşu, uzun bacakları ve vücudunu kaplayan kaba tüyleriyle oldukça ilginç bir görünüme sahiptir. Koşarken sallanan o kabarık, gri-kahverengi tüyleriyle Emu'yu, temizlik günlerinde evin koridorlarında oradan oraya savrulan, uzun saplı dev bir toz alma püskülüne benzetmek mümkündür; biraz dağınık ama işlevsel bir yapısı vardır.

    Eşkina: Kıyı balıkçılarının gözdesi olan bu balık, özellikle başının içinde bulunan ve halk arasında böbrek taşlarını düşürmek için kullanılan "taşlar" ile meşhurdur. Limonla eritilerek şifa niyetine kullanılan bu taşları nedeniyle Eşkina, denizin derinliklerinde yüzen canlı bir mutfak robotu veya havan gibidir; doğanın kendi mutfağında hazırladığı özel bir karışımın ana malzemesini içinde saklar.

    Ekin Kargası: Tarım arazilerinde binlercesi bir araya gelerek gökyüzünü siyaha boyayan, sosyal ve oldukça gürültücü kuşlardır. Sürekli birbirleriyle iletişim halinde olan ve bitmek bilmeyen sesleri nedeniyle onları, sabahın erken saatlerinde son ses açılmış ve bir türlü kapatılamayan bozuk bir radyoya veya kalabalık bir misafir gününde salondaki uğultulu çay saatine benzetebiliriz; asla yalnız kalmazlar ve sessizlik nedir bilmezler.

    Ermin (Kakım): Gelincikgillerden olan bu küçük avcı, özellikle kış aylarında kahverengi kürkünün bembeyaz bir renge dönüşmesiyle bilinir. Tarih boyunca kralların pelerinlerini süsleyen o meşhur beyaz kürküyle Ermin, yatak odasındaki yatağın üzerine serilmiş, dokunmaya kıyılamayan pürüzsüz, beyaz ipek bir çarşaf veya koltuğun kenarına iliştirilmiş lüks bir kürk örtü gibidir; zarafeti ve yumuşaklığı temsil ederken aslında altında keskin bir avcı yatar.

    Çarşaf

    Ekidne (Dikenli Karıncayiyen): Vücudu dikenlerle kaplı, hem yumurtlayan hem süt veren bu nadir canlı, Avustralya'nın en özgün türlerinden biridir. Tehdit anında top haline gelen dikenli yapısıyla onu, dikiş kutusunun içinde duran ve her tarafına iğneler batırılmış tombul bir iğnedanlığa benzetebiliriz; dışarıdan bakıldığında batıcı ve ele alınmaz dursa da, doğanın en ince işçiliklerinden birini barındıran korunaklı bir kutudur.

    Eland: Afrika'nın bu en büyük antilobu, devasa cüssesi, spiral boynuzları ve yavaş hareketleriyle savanların "ağır abisi"dir. Hantal ama bir o kadar da heybetli duruşuyla Eland'ı, salonun başköşesine kurulmuş, yerinden kıpırdatması neredeyse imkansız olan masif ahşap bir gardıroba veya yıllandıkça değeri artan geniş bir deri koltuğa benzetmek mümkündür; olduğu yerde güven ve ağırlık hissi yaratır.

    Eyerli Fok: Soğuk denizlerin bu sakini, özellikle sırtındaki koyu renkli "eyer" deseniyle tanınır. Buzulların üzerinde yuvarlanarak hareket etmesi ve o pürüzsüz, silindirik vücut yapısıyla Eyerli Fok, yatak odasında yatağın başucuna konulan, yumuşak ama kaygan kumaşlı uzun bir sosis yastığı andırır; sarılmak isteyeceğiniz kadar sevimli ve pofuduktur ancak suya girdiğinde bir torpido kadar hızlıdır.

    Ebe Kurbağası: Erkeklerinin döllenmiş yumurtaları, yavrular çıkana kadar arka bacaklarına sararak taşımasıyla ünlü, fedakar bir amfibidir. Arka ayaklarında taşıdığı o üzüm salkımı benzeri yumurta kümeleriyle bu kurbağayı, pazar dönüşü elleri kolları dolu file torbalarla eve giren bir babaya veya banyoda mandallarla dolu askılı bir kirli sepetine benzetebiliriz; yükünü hedefe (suya) ulaştırana kadar asla bırakmayan sorumluluk sahibi bir taşıyıcıdır.

    Eyerli Leylek: Uzun bacakları, siyah-beyaz tüyleri ve gagasındaki parlak sarı "eyer" benzeri kalkanla Afrika'nın en süslü kuşlarındandır. İncecik bacakları üzerindeki bu renkli ve geometrik duruşuyla, modern döşenmiş bir salonun köşesinde duran, ince uzun gövdeli ve renkli şapkalı tasarım bir lambaderi andırır; estetik, uzun boylu ve ortamın en dikkat çekici dekoratif parçasıdır.

    Dekoratif Aksesuarlar

    Elmabaş Patka: Sazlık göllerin bu sevimli sakini, özellikle erkek bireylerinin sahip olduğu kabarık, pas rengi-turuncu kafa yapısıyla dikkat çeker. Suyun üzerinde süzülen o yuvarlak ve yumuşak görünümlü başıyla, gri bir köşe koltuğunun üzerine renk katsın diye atılmış, yumuşacık ve parlak turuncu kadife bir kırlenti andırır; doğanın dingin sularına sıcak bir dekoratif dokunuş katar.

    Edremit Güvercini: Ülkemize has bu özel ırk, kusursuz "kostümü" (tüy desenleri) ve estetik uçuşuyla kuşçular için bir tutkudur. Özenle bakılan, desenleri ve duruşuyla hayranlık uyandıran bu güvercin, misafir odasındaki gümüşlüğün (vitrinin) en nadide köşesinde saklanan, kırılmasın diye el sürülmeyen zarif porselen bir biblo gibidir; hem yerel bir değerdir hem de seyirlik bir sanat eseridir.

    Kırlent

    Endülüs Atı: İspanya kökenli bu atlar, uzun yeleleri, güçlü boyunları ve dans eder gibi yürüyüşleriyle asaletin simgesidir. Genellikle beyaz veya kır donlu olan bu heybetli hayvanı, geniş ve yüksek tavanlı bir salonun tam ortasına yerleştirilmiş beyaz kuyruklu bir piyano ile özdeşleştirebiliriz; hem çok güçlü ve ağır bir gövdeye sahiptir hem de klasik müziğin zarafetini taşıyan sanatsal bir duruşu vardır.

    Eskimo Köpeği: Kutupların dondurucu soğuklarına dayanabilen kalın kürkleri ve bitmek bilmeyen enerjileriyle bilinen kızak köpekleridir. Kat kat, sık ve pofuduk tüyleriyle bu köpeği, kışın en sert gecelerinde yatağın üzerine serilen çift kişilik kalın yün yorgana benzetmek mümkündür; dışarıda fırtına koparken size güven ve sıcaklık sağlayan, sarıldığınızda içine gömüldüğünüz koruyucu bir kalkandır.

    Eğri Gagalı Çulluk: Sahil kenarlarında ve çamurlu arazilerde yaşayan bu kuş, aşağı doğru belirgin bir kavis çizen uzun gagasıyla tanınır. Toprağın derinliklerindeki solucanları çıkarmaya yarayan bu ince, uzun ve kavisli gaga, antrede ayakkabı giyerken topuğunuz ezilmesin diye kullandığınız uzun saplı metal bir kerata (ayakkabı çekeceği) gibidir; şekli tamamen işlevine göre evrimleşmiş, ince işler için tasarlanmış doğal bir alettir.

    Yorgan

    Efe Örümceği (Uğur Böceği Örümceği): Üzerindeki kadifemsi kırmızı doku ve dört siyah benekle uğur böceğini taklit eden bu küçük ama zehirli örümcek, doğanın en şık kandırmacalarından biridir. Yerde gezinirken gördüğünüzde onu, halının üzerine düşmüş ve orada unutulmuş, kırmızı kadife kaplı şık bir ceket düğmesini veya yakaya takılan süslü, minik ve iğneli bir broşu andırır; elinize alıp dikiş kutusuna koymak isteyebilirsiniz ama o "düğme"nin kendini savunma yöntemi oldukça can yakıcıdır.

    Eritre Dikdiki: Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan bu antilop türü, o kadar küçüktür ki incecik bacakları ve kocaman gözleriyle dokunsanız kırılacakmış hissi verir. Bu narin yapısıyla Dikdik'i, salonun en işlek olmayan köşesine konulmuş, üzerine ağır bir şey koymaya cesaret edilemeyen ince ayaklı cam bir yan sehpaya veya vitrinin rafında duran, yanından hızlı geçseniz titreyecekmiş gibi duran narin bir kristal bibloya benzetebiliriz; estetik ama bir o kadar da kırılgandır.

    Et Tadında Lokum Gibi Pişmiş Tavuk Ciğer Kavurma Tarifi
    Önceki Yazı
    Et Tadında Lokum Gibi Pişmiş Tavuk Ciğer Kavurma Tarifi
    Geleneksel Çiğ Börek Yapımı - Yağ Çekmeyen Çibörek Tarifi
    Sonraki Yazı
    Geleneksel Çiğ Börek Yapımı - Yağ Çekmeyen Çibörek Tarifi