Kaktüs Çeşitleri: En Popüler Kaktüs Türleri

Kaktüs çeşitleri oldukça fazladır ve her biri farklı iklimlerde, farklı görünümlerle karşımıza çıkar. Kimisi uzun sütunlar halinde büyür, kimisi minik yuvarlak formlarıyla dikkat çeker. İşte en bilinen kaktüs çeşitleri:

Altın Fıçı Kaktüs

Altın Fıçı Kaktüs (Echinocactus grusonii), küre biçimli yapısı ve parlak altın sarısı dikenleriyle dünyanın en tanınan kaktüslerinden biridir. Meksika kökenli bu tür, zamanla 1 metreye kadar büyüyebilir ve yaşlandıkça üzerindeki kaburgalar belirginleşir. Sert görünümlü dikenlerinin arasında yaz aylarında sarı çiçekler açar. Sıcağı ve güneşi sever, kuraklığa son derece dayanıklıdır. Ev ve ofis dekorasyonlarında sıkça tercih edilir çünkü hem bakımı kolaydır hem de bulunduğu ortama çöl estetiği katar. Uzun ömürlü yapısıyla kaktüslerin kralı olarak da anılır.

Sütun Kaktüsü

Sütun Kaktüsü (Cereus peruvianus), adını andırdığı gibi göğe uzanan heybetli sütunlarıyla adeta doğanın mimarı gibidir. Geceleri açan iri beyaz çiçekleri, çöl sessizliğinde gizemli bir sahne yaratır. Gündüzleri ise gri-mavi tonlu gövdesi güneş ışığını metal gibi yansıtır. Dayanıklılığıyla bilinen bu tür, yıllar içinde birkaç metreye kadar uzayarak küçük bir ağaca dönüşebilir. Evde yetiştirildiğinde bile o dev duruşunu korur; bulunduğu yere karakter, hatta biraz da vahşi bir hava katar. Kaktüs dünyasında zarafetle gücün aynı bedende buluştuğu nadir türlerden biridir.

Süt Kaktüsü

Süt Kaktüsü (Euphorbia trigona), göründüğü kadar masum değildir. Düzgün üçgen gövdesinin kenarlarında küçük dikenler sıralanır ve dokunulduğunda süt beyazı bir sıvı salgılar. Bu sıvı bitkinin adını verir ama aynı zamanda cildi tahriş edebilecek kadar güçlüdür. Afrika kökenli bu tür, aslında teknik olarak bir kaktüs değil, bir sukkulenttir; yine de kaktüs ailesinin en çok karıştırılan üyesidir. Yeterince ışık aldığında dik ve gururlu biçimini korur, hatta ev içinde minik bir heykel gibi durur. Onunla yaşayanlar genelde onu “evin sessiz koruyucusu” olarak görür çünkü neredeyse hiç ilgi istemez, sadece varlığıyla doğanın sabrını hatırlatır.

Top Kaktüs

Top Kaktüs (Mammillaria spp.), minik ama inatçı bir karaktere sahiptir. Yuvarlak formu ve sık dizilmiş dikenleriyle doğada kendi küçük kalesini kurmuş gibidir. İlk bakışta sade görünür, ama bir sabah ansızın pembe ya da beyaz minik çiçeklerle çevresini taçlandırır; bu da onun sessiz zaferidir. Meksika’nın taşlık yamaçlarından gelen bu tür, her koşula uyum sağlamasıyla tanınır. Evde yetiştirildiğinde yıllarca büyüklüğünü pek değiştirmez ama her yıl çiçekleriyle varlığını hatırlatır. Az su, bol ışık ve biraz sabır… Top Kaktüs’ün kalbini kazanmanın sırrı budur.

Kaktüslerin sağlıklı ve uzun ömürlü olması için ipuçlarını kaktüs bakımı rehberimizde bulabilirsiniz.

Ay Kaktüs

Ay Kaktüs (Gymnocalycium mihanovichii), sanki doğanın renk paletinden kaçmış bir mücevher gibidir. Genellikle parlak kırmızı, sarı ya da turuncu tonlarında görülür ve bu renklerin sırrı, kendi başına yaşayamayan bir mutasyon olmasında yatar. Bu yüzden bir başka kaktüsün gövdesine aşılanarak hayatta kalır. Yani aslında iki kaktüsün işbirliğidir, doğanın zarif bir ortaklık denemesi. Küçük boyuna rağmen bulunduğu yere dikkat çeken bir enerji verir, adeta masanın üstünde duran bir sanat nesnesi gibidir. Az su, bol ışık ve biraz sevgiyle, uzun süre renklerinden hiçbir şey kaybetmeden yaşar.

Yılan Kaktüs

Yılan Kaktüs (Aporocactus flagelliformis), adını hak eden türlerden biridir; uzun, ince ve kıvrılarak uzayan gövdeleriyle adeta yaşayan bir örgü gibidir. Saksıdan aşağıya doğru süzüldükçe yılana benzeyen formunu daha da belirginleştirir. İlkbaharda ansızın ortaya çıkan fuşya rengi çiçekleri, bu vahşi görünümün ortasında zarif bir kontrast yaratır. Doğada kayalık çatlaklarda tutunarak yaşar; bu yüzden saksıda bile kendine bir yol bulmayı başarır. Işıkla buluştuğunda hareket ediyormuş gibi bir etki yaratır, tıpkı doğanın gizli bir enerjisini taşır gibi. Sessiz, ama dikkat çekici bir varlıktır.

Örümcek Kaktüs

Örümcek Kaktüs (Mammillaria elongata), dikenlerini örümcek ağı gibi örer, ama tuzağı yoktur; sadece estetik bir savunma sanatı vardır. Altın rengine çalan ince dikenleri, ışığa vurduğunda neredeyse ipek gibi parlar. Zamanla yan yana çoğalarak bir aile oluşturur; bu yüzden tek bir kaktüsle başlarsın, ama birkaç yıl sonra küçük bir koloniye sahip olursun. İlkbaharda pembe ya da beyaz minik çiçekler açtığında, o sert görünümün altındaki sabırlı zarafet ortaya çıkar. Yavaş büyür ama kararlı bir şekilde; tıpkı doğanın acele etmeyen, ama her zaman kazanan karakterleri gibi.

Yıldız Kaktüs

Yıldız Kaktüs (Astrophytum asterias), sanki uzaydan düşmüş bir canlı gibi görünür. Dikenleri neredeyse yoktur; yerine yüzeyini süsleyen benekli desenleriyle dikkat çeker. Küçük, simetrik ve pürüzsüz yapısı ona matematiksel bir güzellik verir, adeta bir geometrinin sabırla işlenmiş hali gibidir. Yaz aylarında açtığı sarı çiçekler, bu kusursuz formun tepesinde bir taç gibi belirir. Güneşi sever ama ışıktan çok huzur ister. Onunla ilgilenmek, doğanın ne kadar düzenli olabileceğini hatırlatır insana; her şeyi abartısız bir zarafetle yapar, tıpkı kendi sessiz evreninde dönen bir yıldız gibi.

Fero Kaktüs

Ferokaktüs (Ferocactus wislizeni), doğanın dikenli mizah anlayışını temsil eder gibidir. Kalın, kavisli dikenleri öyle belirgindir ki, ona yaklaşmak cesaret ister. Güneşin altında yavaşça büyür, bazen on yıllar alır; ama büyüdüğünde çölün ortasında taht kurmuş bir kral gibi durur. Çiçekleri şaşırtıcı derecede narindir, genellikle sarı veya kırmızı tonlarında açar ve o sert gövdeye tezat bir incelik katar. Kuraklığa meydan okur, suyu içinde saklar, kimseye göstermez. Ferokaktüs, sabrın dikenle şekil bulmuş halidir; göründüğü kadar tehlikeli değil, sadece fazla dürüst bir bitkidir.

Parodia Kaktüsü

Parodia (Parodia magnifica), minyatür bir dağın sabırla yoğrulmuş hali gibidir. Küçük boyuna rağmen derin, muntazam çizgilerle örülmüş gövdesi sanki yılların izlerini taşır. Dikenleri altın tonunda parlar, ama asıl sürprizini baharda gösterir: tepesinde birdenbire açan limon sarısı çiçekler. Her biri bir güneş ışığı parçası gibi parlar ve kaktüsün adeta kendi güneş sistemini yarattığını hissettirir. Fazla ilgi istemez, sadece sakin bir köşe ve biraz ışık yeterlidir. Parodia, sadeliğin içindeki gösterişin kanıtıdır; sessiz ama dikkatle bakan gözler için sahne her zaman hazırdır.

Rebutia Kaktüsü

Rebutia (Rebutia heliosa), doğanın sabırla işlediği minik bir mücevherdir. Parmağının ucuna sığacak kadar küçük ama cesareti devasa. Yuvarlak gövdesi ince dikenlerle kaplıdır; ilkbaharda ise bir anda ateş kırmızısı çiçeklerle patlar, sanki içindeki enerjiyi daha fazla tutamazmış gibi. Her çiçek neredeyse gövdesinin yarısı kadar büyüktür, bu da ona orantısız bir güzellik katar. Sessizce köşede duran bir saksıda, bir sabah ansızın bir festival başlatır. Rebutia, sabırlı insanların bitkisidir; gösteriş peşinde değildir, ama zamanı geldiğinde sahneyi tek başına aydınlatır.

Kral Tacı Kaktüs

Kral Tacı Kaktüs (Euphorbia milii), dikenlerin içinden zarafet çıkarabilen nadir bitkilerdendir. Koyu yeşil dallarını çevreleyen sivri dikenler, aslında narin çiçeklerini koruyan bir zırh gibidir. Bu çiçekler, kırmızıdan pembeye, bazen krem rengine kadar uzanan tonlarda açar ve haftalarca solmadan kalır. Anavatanı Madagaskar olan bu bitki, eski efsanelerde Mesih’in dikenli tacıyla özdeşleştirilmiştir; belki de bu yüzden adı Kral Tacı’dır. Güneşi gördüğünde coşar, suyu fazla sevmez ama ilgiyi hemen fark eder. Zarafetle gücün yan yana durabileceğini kanıtlayan canlı bir metafordur adeta.

Şükran Kaktüsü

Şükran Kaktüsü (Schlumbergera truncata), çiçek açtığında sanki kışın ortasında bir bahar daveti verir. Etli, yaprak benzeri gövdeleri aslında klasik kaktüs görünümünden uzaktır; o, diken yerine zarafeti seçmiştir. Genelde yıl sonuna doğru, herkes doğanın uykuya geçtiğini sanarken birden pembe, kırmızı ya da beyaz çiçeklerle patlar. Bu da ona “şükran” adını kazandırır; çünkü tam unutulduğu anda yeniden hayata döner. İç mekânlarda yetiştirildiğinde bile mevsimleri şaşırmadan çiçek açmasıyla bilinir. Sessiz, kibar ve biraz da inatçıdır; tam bir kış mucizesidir.

Ökseotu Kaktüsü

Ökseotu Kaktüsü (Rhipsalis baccifera), kaktüs kavramının kalıplarını yıkar. Diken yerine zarif, ince dallar taşır; bir orman bitkisi gibi sarkar, çöl bitkisi gibi davranmaz. Yağmur ormanlarının gölgelerinde yaşar ve bu yönüyle diğer kaktüslerin sert karakterine nazik bir alternatif sunar. Dalları aşağı doğru süzüldükçe sanki yeşil ipliklerden örülmüş bir perde gibidir. İlkbaharda açan minik beyaz çiçekleri, ardından gelen inci tanelerini andıran meyveleriyle birleşince adeta takı gibi bir görüntü yaratır. Kaktüsler arasında farklı olmanın zarafetini taşır; diken değil, dengeyle var olur.

Tavşan Kulak Kaktüsü

Tavşan Kulak Kaktüsü (Opuntia microdasys), sevimli görünümüyle aldatıcı bir karakterdir. Yassı, kulak biçimli yaprakları ilk bakışta yumuşak gibi görünür ama üzerlerinde sayısız mikroskobik diken gizlidir; dokunan herkes bu masum yüzün ardındaki savunmayı hemen hisseder. Altın sarısı veya beyaz benekleriyle sanki kadife kaplıymış gibi bir yüzey oluşturur. Güneşi sevdiği kadar düzeni de sever; ışığı azaldığında kulakları eğilir, yeniden bulduğunda gururla dikilir. Kaktüs dünyasında hem tatlı hem tehlikeli olmayı başarabilen nadir türlerdendir; küçük ama kendinden emin bir karakter taşır.

Peyote Kaktüsü

Peyote Kaktüsü (Lophophora williamsii), sessizliğin en derin biçimidir. Dikenleri yoktur, buna rağmen kendini savunmanın yolunu bulmuştur: görünmezlik. Yassı, mavi-yeşil gövdesi çöl toprağına öyle karışır ki, yanından geçerken fark etmezsin. Binlerce yıldır yerli halklar onu kutsal kabul etmiş, ruhsal farkındalık için kullanmıştır. Modern dünyada ise daha çok mistik bir merak nesnesidir. Çiçekleri sade ama zariftir; solgun pembe bir dokunuşla çölün ortasında huzuru temsil eder. Peyote, doğanın gösterişsiz bilgesidir; büyümek için değil, varlığını anlamak için yaşar.

Yaşayan Kaya Kaktüsü

Yaşayan Kaya Kaktüsü (Lithops spp.), doğanın kamuflaj ustasıdır. Küçük taşlara benzeyen gövdesiyle çevresine kusursuzca karışır, bu da onu hayatta kalma sanatında eşsiz kılar. Görünen iki yaprak aslında bitkinin tamamıdır; aralarından bazen tek bir çiçek çıkar, öyle sade ama etkileyicidir ki sanki taşın kalbi atıyormuş gibi görünür. Suya fazla ihtiyaç duymaz, hatta ilgiden hoşlanmaz; kendi sessizliğinde büyür. Onu görenler genelde taş sanabilir, ama işte o anda fark ederler: Yaşayan Kaya, doğanın sabırla attığı en zarif şakalardan biridir.

Kaktüslerinize en uygun saksı modellerini görmek için saksı sayfamıza göz atın.